Fast Money. ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ Ve izâ maridtu fe huve yeşfînyeşfîni. “Hastalandığımda da O bana şifa verir.” Türkçesi Kökü Arapçası ve zaman وَإِذَا hastalandığım م ر ض مَرِضْتُ O’dur فَهُوَ bana şifa veren ش ف ي يَشْفِينِ Diyanet İşleri Başkanlığı “Hastalandığımda da O bana şifa verir.” Diyanet Vakfı Hastalandığım zaman bana şifa veren O´dur. Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Hastalandığım zaman O bana şifa verir. Elmalılı Hamdi Yazır Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir.» Ali Fikri Yavuz Hastalandığım zaman da, O bana şifa veriyor. Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Hastalandığım vakıt da bana o şifa verir Fizilal-il Kuran Hastalığımda beni iyileştiren O´dur. Hasan Basri Çantay Hastalandığım zaman bana şifâ veren Odur». İbni Kesir Hastalandığımda O, şifa verir bana. Ömer Nasuhi Bilmen Ve hasta olduğum zaman bana ancak o şifa verir.» Tefhim-ul Kuran Hastalandığım zaman bana şifa veren O´dur;»
26-ŞUARÂ 80. Ayet وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ Ve izâ maridtu fe huve yeşfîni. Bayraktar Bayraklı 75-83 İbrâhim şöyle demişti “Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum, ancak âlemlerin Rabbidir. Beni yaratan da, doğru yola eriştiren de O'dur. Beni yediren de, içiren de O'dur. Hasta olduğumda bana O şifa verir. Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur. Âhiret gününde, yanılmalarımı bana bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana ilim ve egemenlik ver ve beni iyiler arasına kat!” Edip Yüksel “Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur.” Erhan Aktaş “Hastalandığım zaman, O’dur bana şifa veren.” Muhammed Esed ve hasta olduğum zaman beni iyileştiren, Mustafa İslamoğlu ve hasta düştüğümde şifa veren de yine O'dur. Süleyman Ateş "Hastalandığım zaman bana şifâ veren O'dur." Süleymaniye Vakfı Hastalandığımda bana o şifa verir. Yaşar Nuri Öztürk "Hastalandığımda O'dur bana şifa ulaştıran."
Şuarâ Sûresi26 147. Ayet Meal Ayet Arapça ف۪ي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۙ Türkçe Okunuşu * Fî cennâtin ve’uyûnin 1. Ömer Çelik Meali “Bağların, bahçelerin içinde, akan pınarların başında.” 2. Diyanet Vakfı Meali 146, 147, 148. Siz burada, bahçelerin, pınarların içinde; ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalıkların arasında güven içinde bırakılacak mısınız sanırsınız? 3. Diyanet İşleri Eski Meali 142,143,144,145,146,147,148,149,150,151,152. Kardeşleri Salih onlara "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Burada bahçelerde, pınar başlarında, ekinler, salkımları sarkmış hurmalıklar arasında güven içinde bırakılır mısınız? Dağlarda ustalıkla evler oyar mısınız? Artık Allah'tan sakının, bana itaat edin. Yeryüzünü ıslah etmeyip, bozgunculuk yapan beyinsizlerin emirlerine itaat etmeyin" dedi. 4. Diyanet İşleri Yeni Meali 146,147,148. “Siz buradaki bahçelerde, pınar başlarında, ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda güven içinde bırakılacak mısınız?” 5. Elmalılı Hamdi Yazır Meali "Bahçelerin, pınarların içinde," 6. Elmalılı Meali Orjinal Meali O Cennetler, pınarlar 7. Hasan Basri Çantay Meali Bağların, pınarların içinde», 8. Hayrat Neşriyat Meali 146,147,148. “Siz burada her belâdan emîn kimseler olarak bahçeler, pınarlar, ekinler ve tomurcukları olgunlaşan hurmalıklar içinde bırakılacak mısınız sandınız?” 9. Ali Fikri Yavuz Meali Bağların ve pınarların içinde, 10. Ömer Nasuhi Bilmen Meali Bağlarda ve ırmaklarda?» 11. Ümit Şimşek Meali “Bahçelerin, pınarların içinde, 12. Yusuf Ali English Meali "Gardens and Springs, Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin anlaşılması mümkün değildir. Mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Şuarâ Sûresi 147. ayetinin tefsiri için tıklayınız * Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir.
❬ Önceki Sonraki ❭ وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ Diyanet İşleri Başkanlığı “Hastalandığımda da O bana şifa verir.”
❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio وَقَالُوا۟ لَن تَمَسَّنَا ٱلنَّارُ إِلَّآ أَيَّامًا مَّعْدُودَةً ۚ قُلْ أَتَّخَذْتُمْ عِندَ ٱللَّهِ عَهْدًا فَلَن يُخْلِفَ ٱللَّهُ عَهْدَهُۥٓ ۖ أَمْ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ Ve kâlû len temessenen nâru illâ eyyâmen ma’dûdehma’dûdete, kul ettehaztum indallâhi ahden fe len yuhlifallâhu ahdehuahdehû em tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûnta’lemûne. Bir de dediler ki “Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla dokunmayacaktır.” Sen onlara de ki “Siz bunun için Allah’tan söz mü aldınız? -Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa siz Allah’a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?” Türkçesi Kökü Arapçası Bir de dediler ki ق و ل وَقَالُوا asla لَنْ bize dokunmayacaktır م س س تَمَسَّنَا ateş ن و ر النَّارُ dışında إِلَّا gün ي و م أَيَّامًا sayılı birkaç ع د د مَعْدُودَةً De ki ق و ل قُلْ aldınız mı? ا خ ذ أَتَّخَذْتُمْ katında ع ن د عِنْدَ Allah اللَّهِ bir söz bu hususta ع ه د عَهْدًا öyleyse فَلَنْ dönmez خ ل ف يُخْلِفَ Allah اللَّهُ sözünden ع ه د عَهْدَهُ yoksa أَمْ söylüyorsunuz ق و ل تَقُولُونَ hakkında عَلَى Allah اللَّهِ bir şey مَا لَا bilmediğiniz ع ل م تَعْلَمُونَ Diyanet İşleri Başkanlığı Bir de dediler ki “Bize ateş, sayılı birkaç günden başka asla dokunmayacaktır.” Sen onlara de ki “Siz bunun için Allah’tan söz mü aldınız? -Eğer böyle ise, Allah verdiği sözden dönmez-. Yoksa siz Allah’a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?” Diyanet Vakfı İsrailoğulları Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır, dediler. De ki onlara Siz Allah katından bir söz mü aldınız -ki Allah sözünden caymaz-, yoksa Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Bir de dediler ki Bize sayılı bir kaç günden başka asla ateş dokunmaz.» Siz de Allah´tan bir teminat mı aldınız? Böyle ise Allah kesinlikle sözünden caymaz, yoksa Allah´a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?» Elmalılı Hamdi Yazır Bir de dediler ki Bize sayılı birkaç günden başka asla ateş azabı dokunmaz». De ki; Siz Allah´dan bir ahit mi aldınız? Böyle ise Allah sözünden dönmez. Yoksa siz Allah´a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?» Ali Fikri Yavuz O yahûdiler “-Bize sayılı bir kaç günden başka asla cehennem ateşi dokunmaz.” dediler. Ey Habibim, onlara de ki, size o müddetten daha ziyade azab edilmiyeceğine dair Allah’dan bir vaad mı aldınız? Böyle ise, Allah ahd ve vaadinden asla caymaz. Yoksa Allah’a karşı bilemiyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Bir de dediler Bize sayılı bir kaç günden maada asla ateş dokunmaz. Siz de Allahtan bir ahit aldınız mı? Böyle ise Allah asla ahdinde hulfetmez, yoksa Allaha karşı bilemiyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz? Fizilal-il Kuran Sayılı günlerden başka katiyyen bize ateş dokunmayacak dediler. De ki; ´Allah´tan bu yönde söz mü aldınız - ki Allah asla sözünden caymaz- yoksa Allah hakkında bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz? Hasan Basri Çantay Peygamber onları Cehennemle korkutduğu zaman da Atalarımızın buzağıye tapdıkları sayılı ve mahdud günlerden kırk günden başka fazla bize kat´iyyen Cehennem azabı dokunmayacak» dediler. Söyle Habîbim ki Allah katından bu hususda bir ahdi mi elde etdiniz? Ondan böyle bir sözü mü aldınız? ki Allah ahdinden asla caymaz yoksa Allaha karşı bilmeyeceğiniz bir şey´i mi söylüyorsunuz?». İbni Kesir Sayılı günlerden başka asla bize ateş dokunmayacaktır dediler. Deki Siz Allah katından bir söz mü aldınız? Öyleyse Allah asla sözünden caymaz. Yoksa Allah´a karşı bilmediğiniz bir şey mi söylüyorsunuz. Ömer Nasuhi Bilmen Ve dediler ki Bizlere birkaç sayılı günden başka cehennem ateşi temas etmeyecektir. De ki Siz Allah´ın huzurunda bir ahid mi aldınız? Elbet de Allah Teâlâ ahdinde hulf etmez. Yoksa bilmeyeceğiniz bir şeyi Cenâb-ı Hakk´a isnad edip söylüyor musunuz» Tefhim-ul Kuran Derler ki Sayılı günlerin dışında, ateş bize değmeyecektir.» De ki Allah katından bir ahid mi aldınız? -ki Allah asla va´dinden dönmez- Yoksa Allah´a karşı bilmediğinizi mi söylüyorsunuz?»
şuara suresi 80 ayet okunuşu