Merhaba Ben Prof.Dr.Murat AKSOY. Genel Cerrahi Uzmanıyım ama tutkum Damar ve Varis Cerrahisi yanında topluma sağlıklı yaşam konusunda doğru bilgileri iletme
Motiflerin ortaya çıkışı tamamen iletişimle ilgilidir. Halının motiflerinin dili estetik amaçlardan çok psikolojik etkileri için yapılmıştır. Kalçadaki eller: Bu motif anneliği ve doğurganlığı temsil eder. Bu motife Anadolu’nun çeşitli yörelerinde, “gelin kız”, “sarmal”, “çocuklu kız”, “kanca” gibi
İmza. Kanal İstanbul için resimdeki dilekçe örneğini istanbul@csb.gov.tr ve cevrevesehircilikbakanligi@hs01.kep.tr adreslerine mail atabilirsiniz. Ya da www.cimer.gov.tr internet adresine dilekçenizle başvurabilirsiniz. 0 216 6874400. 0 312 4101981 telefonlardan bu konuyla ilgili arayabilir, 0 216 6874406.
1978-1980 yılları arasında Prof. Dr. İbrahim Alev'in rektörlük yaptığı Cumhuriyet Üniversitesi'nde sırasıyla 1981 yılında Prof. Dr. Erfüz Edgüer ve 1982 yılında ise Prof. Dr. Mahir Tevruz, 1982-1992 yılları arasında Prof. Dr. Muvaffak Akman ikinci kez rektör olarak görev yapmıştır. 1992-1996 yılları arasında rektörlük yapan Prof. Dr. Asım Gültekin'in ardından
BBC Türkçe'ye konuşan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Türkiye'de bugün doğayı, ormanları ve kültürel varlıkları, madencilik etkinliklerine karşı koruyan tek bir koruma statüsünün kalmadığı görüşünde:
Fast Money. Başlığa bakıp sakın kalemimi kırmayın, sakın dilimi koparmayın. Sakın bunun ilkellik olduğunu, Hz. Âdem'e hakaret ettiğimi iddia etmeyin. Sakın başlıktaki sözü inkâr etmeye kalkmayın. Yoksa Allah korusun, Kur'an'ı yani Allah'ın sözünü inkâr etmiş etmiş olursunuz çünkü yukarıdaki başlık Tâhâ Suresi'nin 121. ayetinin sonudur. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kur'an mealinde 121. ayet Türkçeye şöyle çevrilmiştir"Bunun üzerine onlar Âdem ve eşi Havva o ağacın meyvesinden yediler. Bu sebeple ayıp yerleri kendilerine göründü ve cennet yaprağından üzerlerine örtmeye başladılar. Âdem, Rabbine isyan etti ve yolunu şaşırdı."Evet, Âdem isyan etti ve yolunu şaşırdı. Bunu Allah söylüyor. "İsyan etti" diye çevrilen kelimenin Kur'an'daki Arapçası 'asâ, "yolunu şaşırdı" şeklinde çevrilen kısmın Arapçası gavâ'dır. İlk kelimenin anlamı Mehmet Kanar'ın Arapça-Türkçe Sözlük'ünde "isyan etti, baş kaldırdı, itaatsizlik etti" olarak, ikinci kelimenin anlamı "azıttı, sapıttı" olarak son bölümü Hüseyin Atay'ın çevirisinde "Âdem Rabbine baş kaldırdı ve yolunu şaşırdı." şeklinde çevrilmiştir. Abdülkadir Şener-Cemal Sofuoğlu-Mustafa Yıldırım'ın mealinde ise anlam şöyle verilmiştir "Böylece Âdem, Rabbine karşı gelmiş ve büyük bir yanlış yapmış oldu."İsteyenler başka çeviri ve meallere hatta tefsirlere de bakabilirler. Ben bir de İsmail Yakıt'ın Ötüken Neşriyat'tan yeni çıkmış Kur'an-ı Hakîm Meâli'ndeki çeviriyi vereyim ki hiç kimsenin şüphesi kalmasın "Âdem, Rabbine âsi oldu ve yolunu şaşırdı." Konuyu, Millî Düşünce Merkezi'nin sitesinde "Kumrucuk Ana" başlığıyla mizahi hikâye olarak yazdım, kimse anlamadı. İyisi mi bir de açık açık yazayım. Bir şiirde, bir manzumede Hz. Âdem ve Havva'ya "asi, cahil, sapkın" demek, asla manevi değerlere saygısızlık etmek, hakaret etmek demek değildir. Eski Türk edebiyatında "telmih" diye bir sanat vardı; şairler bu sanatla Kur'an veya hadislerdeki bir olaya, bir kişiye, bir niteliğe gönderme yaparlardı. "Selam söyleyin o cahil / Havva ile Âdem'e" satırlarında da bir telmih yapılmıştır o şairlerimiz Kur'an'daki Yusuf ve Züleyha hikâyesini de çok sevmişler ve bu konuyu işleyen yüzlerce mesnevi yazmışlardır. Aynı konuyu Arap ve Fars şairleri de çok işlemiştir. Üstelik bu mesnevilerde eski tefsirlerden kaynaklanan bir sürü İsrailiyat da Aksu'nun şarkısının sözleri basit bir manzumedir. O manzumeye gösterilen ölçüsüz tepkilere karşı insanların Sezen Aksu'nun yanında yer alması da olağandır. Fakat benim asıl canımı sıkan, bu manzumeye "sanat eseri", Aksu'ya da "büyük sanatçı" muamelesi bir alamete / Gidiyoruz kıyamete / Selam söyleyin o cahil / Havva ile Âdem'e / Aha yine aha yine / Önümüz uçurum, ardımız dağ / Aha yine aha yine…Bu satırlar bırakın sanat eseri olmayı basit bir manzume değerinde bile değildir. Sözlerin bütününde yaşamanın güzel şey olduğu anlatılmak isteniyor ama bu son derece basit bir tarzda yapılıyor. Son zamanlardaki şarkı sözlerinin, özellikle pop ve arabesk müzik sözlerinin genellikle böyle olduğu söylenebilir. Evet bu doğrudur ve o parçalara da ona göre muamele etmek zamanlar bestecilerimiz Yahya Kemal'in, Faruk Nafiz'in şiirlerini bestelerlerdi. Son yıllarda yaygın olan ise işte böyleleri."Şahane Bir Şey Yaşamak" manzumesinin müziğinin de yüksek bir sanat eseri olduğu söylenemez. Sezen Aksu da öyle "hancı, kalıcı" filan değildir; birkaç on yıllık bir modadan sözleri ve müzikleri sanat açısından değerlendirmek belki de doğru bile değildir. Bunlar sıradan halkın zevkine hitap eden gelip geçici modalardır. Ancak halkın zevkine de bir şey demeye hakkımız yoktur. Yüksek zevk ve seviyeli sanat ancak eğitimle insanlara kazandırılabilir. Böyle bir eğitim de galiba hiç kimsenin derdi değildir.
İlk yorumu Siz yapın Beyin ve Sinir Cerrahisi Mehmet Murat Hancı Özel Muayenehanesi Beşiktaş, İstanbul Doktor Mehmet Murat Hancı, Beyin ve Sinir Cerrahisi doktoru olarak İstanbul ilinde hizmet vermektedir te Beyin Cerrahı Dr Mehmet Murat Hancı hakkında hasta yorumları okuyabilir, yorum yazabilir, sitemizde kayıtlı adresi ve telefonu varsa randevu için çalıştığı kurum veya kliniği ile iletişime geçebilirsiniz. Yorum bırakmak ister misiniz? Yorumunuzu Ekleyin Dr. Mehmet Murat Hancı siz misiniz? Profilinizi yönetin Imucore24 MULTİVİTAMİN+MİNERAL +BETA GLUKAN Sağlığınızı Koruyun İlginizi Çekebilir Makaleler Sağlıklı yaşam konusunda tüm yazılar Aynı bölgede diğer Doktorlar 1 Tavsiye Ayşegül Esen Aydın Beyin ve Sinir Cerrahisi İstanbul Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Bakırköy, İstanbul 1 Tavsiye Furkan Diren Beyin ve Sinir Cerrahisi Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gaziosmanpaşa, İstanbul 1 Tavsiye Buruç Erkan Beyin ve Sinir Cerrahisi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstanbul, Ümraniye 1 Tavsiye Burak Özdemir Beyin ve Sinir Cerrahisi Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi İstanbul, Sancaktepe 1 Tavsiye Cansel Altıntaş Beyin ve Sinir Cerrahisi Büyükçekmece Mimar Sinan Devlet Hastanesi Büyükçekmece, İstanbul 1 Tavsiye Özden Çağlar Öztürk Beyin ve Sinir Cerrahisi İstanbul Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ataşehir, İstanbul site içeriğinde, 1219 Sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanuna ve Tıbbi Deontoloji Tüzüğünün ilgili maddelerine uygun yayın yapmaktadır. Site içerisinde yer alan yorumlar kullanıcılar tarafından bağımsız şekilde yazılmaktadır. Sitenin amacı sağlık alanında kişileri bilgilendirmek ve kendilerine konum, branş ve özellikleri ile en uygun sağlık uzmanını bulmasına ve iletişime geçmesine yardımcı olmaktadır. Sitemiz herhangi bir Sağlık Hizmeti Sağlayıcısını ön plana çıkarmamakta veya desteklememektedir. online hizmetleri, doktorunuzun yapacağı yüz yüze muayenenin bir alternatifi değildir. Site içerisinde doktorunuzla yaptığınız görüşme ile size tanı ve teşhis konulmaz ve tedaviniz düzenlenmez. Site içerisinde bulunan bilgiler bilgilendirme amaçlıdır. Bu bilgilendirme kesinlikle hekimin hastasını tıbbi amaçla muayene etmesi veya tanı koyması yerine geçmez. Copyright © 2020 iletisim
çaresizliğe saplanmayıp anka olabilmekbana çok gezdiğim, hayatı dolu dolu yaşadığım ve her daim gülümseyerek baktığım için şaşıranlara anlatacaklarım ve beni yakından tanıyanlar tabii ki çok iyi bilir yaşadığım her durumdan bir ders edeceğim tek şey var ki, anlatacaklarım bir mağdur edebiyatı olarak ankanın doğuşunun bakış açısıyla okuyun ve dinleyin doğalı normale göre farklı görülerim yedi yaşındayken kendim için bu gücü kullandığımda 37 yaşında öleceğimi, olurda ölmezsem daha sonra yaşamımda neler olacağını trafik kazası sonucu ağır sakatlıkla uzundan da uzun iyileşme süreci ama sonrasında bir tutam huzur bir avuç mutluluk....elbette ki nihai yaşımda trafik kazası geçirdim. bel kemiğim sakatlandı. yıllarca ağır ağrılarla yaşadım. sonunda 37 yaşımda ameliyata alındım. omurgama uzun saatler süren bir ameliyatla altı bacaklı bir protez takıldı. ve operasyon sırasında kalbim durdu. hekimlerin uzun uğraşıları sonucu geri yıla yakın yatalak yattım. özel korseler ve aparatlarla yürüyebildim. sürekli yatmaktan çektiğim ağır sırt boyun, yürümemekten güçsüz kalan kaslarımın ağrısını anlatmayayım. ağrılarımın hiç dinmediğini üstelik daha da arttığından ise hiç söz etmeyeyim. meğer belimdeki vidalardan biri kırılmış. ve bel kemiğimi acımasızca törpülüyormuş diyeyim siz anlayın çektiğim ağrı ve acıların yıl sonra ağır bir operasyon daha gene sadece tavandaki boya izlerini seyrettiğim yatalak geçen, çarşaflarla döndürülebildiğim, kontrole ambulans ve sedyeyle gidebildiğim bir yıl ve özel korselerle yüzde seksen sınırlı hareketsizlikle geçen sekiz yıl daha....gene de yüzümden gülümsemem hiç eksik olmadı...sonra mı, bir gün mucize iyi dilek, belki bir doktorumdan vazgeçtim. murat hocama hastan olarak al. ölsem de senin ellerinde beni hastası olarak gün üstümden semer korse ve aparatlar bunu saksı diye canımın canı, dostum, yoldaşım, arkadaşım, hocaların hocası gerçek hekim murat hancısiz hiç birinin önünde ayaklarını öpmek için diz çöktünüz mü?ben hancı’ nın önünde çöktüm. mutluluktan ağlarken ayaklarını murat hocamın göğsüne başımı yaslayıp hıçkıra hıçkıra musunuz bunları yazarken gene ağlıyorum?sonra-murat hocam şunu yapabilir miyim? murat hocam bunu yapsam mı?günleri sesi hala kulaklarımda-uç tülay uççççç. hayat artık senin. şuna buna dikkat et ben yeryüzünde, denizde tüm sınırları ömrünün ilkbaharında yaşadıklarını ben sonbaharımda yaşamaya muhtaç olmadan yatağımdan sadece tuvalete kadar gidebilmem için ameliyatlar bir mucize daha bırakın keçi gibi dağ tepe tırmanır, zıp zıp kurbağa gibi dans eder, maymun gibi ağaçlara çıkar, kar kıyamette, kızgın sıcakta göçmen kuş gibi ordan oraya uçar, ömrümün en güzel yıllarında yaşayamadığım mahrum kaldığım her şeyi yaşar, yapar küllerimden murat hocam sayesinde yaşlığımı yaşadım, bu yaşımda da gençliğimi yolunu bulmam için bana tıbbı becerisini, şifalı ellerini, insan yüreğinin tüm gücünü veren hocama ne diyebilirim ki? biliyor zaten yüreğimde çağlayan ama dile getirip dökemediğim duygularımı ve ya geziyorsun tozuyorsun bi otur diyenlere kapatıyorum. yatalak yattığım acı dolu dönemlerimde hayalini kurduğum her şeyi yerine hayallerimi ölmediğini ispat yaşamımın kdv sini gücüm yettiğince, imkanlarım ve sağlığım elverdiği sürece ömrümün sonuna kadar hayatın tadını tuzunu çıkararak beni mutlu kılıyor, motive gerçekleştirmem için yanımda sevgileri ve sonsuz destekleriyle duran sevdiklerime teşekkürlerim yetmez yüreğimi murat hocam ne yazık ki bir tanecik yüreğim milyon, milyar yüreğim olsa hepsini keşke sana versem...hep var yaptığın gibi şifalı ellerinle ben gibilere yardım etmeye devam uzun seviyorum hocam ki varımsın...tülay tuncaboylunot ve bırakın çok geziyorum diye dır dır etmeyi. az bile geziyorum bence. sırada sirius ve andromeda var. gücü olanlar buyursun gelsin ardım temmuz’ un 23 ünde bana “ uçççç “ dedin anlatacak gücü ancak bugün bile öpmeme izin vermemiştin o ben yüreğinden, yüreğinden, yüreğinden öpüyorum her gün binlerce notu doğum günüm 7 nisan’ anka olup hocamın ellerinde doğuşum 23 temmuz...doğum günüm kutlu olsun.
prof dr murat hancı yorum